Öyle bir çağda yaşıyoruz ki yalanlar, yanlış bilgiler ve asılsız iddialar tamamen normal. Devlet başkanları, başbakanlar ve ana akım medya, utanmadan her gün bir yalan pazarlıyor. Yüzyılın başından bu yana kapitalist liderler ve bankacıların yasadışı savaşlara ve küresel bir finansal krize yol açan sahte istihbarat bilgileri ve sahtekâr finansal ilişkilere deşifre olmuştur. Başkent Londra, dünyanın kara para aklama kentidir. Zengin eliti herkesten üstün gören sistemin hegemonik yapısından herkes rahatsız.

 Koronavirüs pandemisine yaklaşım biçimi, tam bir hezeyandır, aldatma ve kandırma ile doludur. Sıradan insanlar, sefaletin sorumsuz ve bencil gündemleri olan liderlerden kaynaklandığını fark etmeye başlıyor. Onlarca yıllık ihmalkârlıklarını ve iktidarı istismarlarını gizlemek için pandemiyi kullanıyorlar.

Kapitalistler, kural filan tanımazlar; kurallar sıradan insanlar için geçerlidir. Johnson, imzalanan uluslararası anlaşmaları ihlal etmekle tehdit ediyor. Trump, Kasım seçimlerini kaybederse barışçıl bir güç geçişinin olmayacağı tehdidini savuruyor. “Sahipler” ve “sahip olmayanların” sistemi, tüm dünyayı sefil bir yolculuğa çıkardı, yıkımın eşiğine getirdi. Bir grubu diğerine karşı kışkırttı, dolayısıyla “sahip olanların” sayısı olmayanlara nazaran daha fazladır.

İnsanlar arasında kutuplaşmanın olması, yabancılara ve göçmenlere açıkça düşmanlık yapılması şaşırtıcı değil. Kapitalizm açıkça her yerde başarısızlığa uğradı. Popülist liderleri umutsuzca zaman kazanmaya çalışıyorlar, mantıksız olsa da bir günah keçisi arıyorlar. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İslam’ı bir tehdit olarak gördü ve İslam’ın gerçek bir sorun teşkil ettiğini dile getirdi.

Hükümet ve ortağı medya, insanları yanılttı. Öyle ki İngiliz Muhafazakâr parti üyelerinin yarısından fazlası, İngiltere’de “yasak bölgeler” olduğu, buralarda Şeriat hukukunun hüküm sürdüğü, gayrimüslimlerin buralara giremeyeceği yalanına inanıyor. Çok sayıda insan, “dini hoşgörüsüzlük” nedeniyle İslam’ın tehdidi altında olduklarını iddia ediyorlar.

Kapitalist hegemonya sona yaklaşıyor. Yüce Allah, açıkça herkes görsün diye kapitalistlerin başarısızlıklarını gösterdi. Bugün alternatif bir sistem tartışmaları yaşanıyor. O kadar ki, İngiliz hükümeti, kapitalizmi eleştiren kitapları okullarda yasaklamaya çalışıyor.

Şimdi Müslümanlar için iyi bir fırsat. İslam’ın ideal bir sistemi olduğunu, detaylı ekonomik çözümler içerdiğini açıkça ortaya koymalılar. Barış ve güvenliği sadece Yaratıcıdan gelen, akla ve kalbe güven veren bir sistemin sağlayabileceğini izahat etmeliler.

Sizi Hizb-ut Tahrir / Britanya’nın düzenleyeceği “Küresel İslami Düzenin Dönüşü” başlıklı uluslararası çevrimiçi konferansına kaydolmaya ve katılmaya davet ediyoruz.

Konuşmacılar aşağıdaki konuları ele alacaklar:

Pandemiden Black Lives Matter (Siyahların yaşamları değerlidir) hareketine: İnsanlık can havliyle bir alternatif arıyor

Yeni bir ekonomi, yüzde birlik kesimin bile çıkarına değil.

Hilafet sistemi ve insanların işlerinin güdülmesi.

Yeryüzünde İslam’ın liderliğini diriltmek ve sorumluluğumuz.

31 Ekim Cumartesi saat 14.00 (yerel saat)

Kayıt ol: 

Yahya Nisbet
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Temsilcisi