حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2018–MB–TR–27 |
H. 22 Rabi-ul Evve 1440 M. Cuma, 30 Kasım 2018 |
İngiltere’de Yükselen Trend, Müslümanlara Zorbalık
Geçen ay Suriyeli mülteci bir çocuk ve kız kardeşi okul bahçesinde saldırıya uğradı. Olayın görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı. Görüntülerde bir magandanın kurbanını boğmakla tehdit ettiği görülüyor. Ana akım medya olayı bir ay sonra aktardı ve polis, 16 yaşındaki saldırgan hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Olay, sosyal medyaya düşmemiş olsaydı, acaba ana akım medya olayı haber yapacak mıydı? Ya da okul idaresi veya polis soruşturma başlatacak mıydı?
İngiltere’de genç ya da yaşlı sayısız Müslüman, yaşadığı hakareti ilk elden anlatabilir. Müslüman okul çocuklarının ebeveynleri, özellikle de milliyetleri nedeniyle ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kaldıkları zamanları anlatabilirler. Son zamanlarda ırkçılık, Müslümanlar ve İslam’dan nefrete evirildi.
Bu tür bir nefret, laik bir toplumun kaçınılmaz ürünüdür. Böylesi bir toplumda asgari ortak payda insanlar arasındaki yegâne bağdır. İngiliz hükümeti, sivil toplum kuruluşları ve beyinsiz papağan yardakçı medya, Müslümanlar ve İslam hakkında günlük kuşkular yayıyorlar. Okullar baş müfettişi, Müslümanlar ve İslami değerlere karşı hoşgörüsüzlüğe teşvikin hep baş aktörü olmuştur.
Medya, ilk kez Müslümanlara yapılan bir magandalığa dikkat çekiyor, oysa günlük sayısız magandalık yaşanıyor. Eş zamanlı olarak etkin mücadele için hükümete İslamofobi terimine yönelik resmi bir tanım yapılması çağrısında bulunuluyor.
İngiltere’deki Müslüman topluluk, Müslüman topluluğu daha da laikleştirmek için bir araç olarak kullanılması şöyle dursun hükümetin İslamofobi hakkında tartışma başlatma girişimlerine karşı dikkatli olmalıdır. Temel mantık şu, Müslümanlar yeterince laik değil, bu yüzden onlara karşı saldırılar oluyor. Gerçek şu ki, politikacılar ve medyanın Müslüman karşıtlığı ve İslam karşıtı söylemlerindeki artışın ideolojik temelleri ve politik motivasyonu var.
İslamofobi’nin tanımı ve önlenmesi için laik bir devlete güvenilmesi, kısa vadeli kazanımlar sağlayabilir, ancak eninde sonunda bu tanımlama laiklik gündemine hizmet edecektir. Sonra da saldırganların düşüncelerinin tartışılması yerine saldırıların önlenmesi konusu üzerine yoğunlaşılacaktır. Semptomları ele alınırken, dikkatler dağıtılarak nedenler görmezden geliniyor.
Günümüzde laikler, söz konusu İslam olunca laik düşüncülerini savunamayacak kadar çaresizler. Çünkü laikliğin tartışılmasını önlemek için Müslüman karşıtı atmosfer yaydılar. Müslümanlar, hakaret ya da şiddetin kaynağı olan İslamofobi üzerine odaklandıklarında, saldırıların arkasındaki motifin tartışılması örtbas ediliyor. Böylece kolayca herkes, laiklik ve İslam’ın tartışılmasına engel olabiliyor. İslam’ın adaleti ve İslamofobi üreten laikliğin köhneliği hakkında tartışma yapılmasından kaçınılmamalıdır. Müslümanların son Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in insanlık için getirdiği dine bağlılıkları bir hedef haline gelmemelidir.
Birkaç semptom üzerine odaklanarak İslamofobi çığırtkanlığı yapılması, gerçek sorunlardan dikkat dağıtılması içindir. Akide ve laik değerleri tartışmak yerine magandalık mı yoksa yobazlık mı daha adil olduğunu tartışılıyor. Özellikle de iddia ettikleri gibi sözde hoşgörülü laik bir toplumda.
İslamofobi üzerine yoğunlaşmanın yerine etkili bir şekilde tartışmak için hükümet ve medya kuruluşlarının Müslümanları laikleştirmesine bir isim verilmelidir.
İslam ve Müslümanlar hakkında söylenen yalanlar da yalan olarak ifşa edilmeli ki yalancıların ikiyüzlülüğü açığa çıksın. İslam inançları ve değerlerine yapılan yanlış suçlamaların da irrasyonel düşünce olarak faş edilmeli ki düşüncenin nesnesi olup düzeltilsinler. Kureyş’in suçları ve suç zihniyetine bir isim veren Kurani yaklaşım böyle.
Laik sistem, korkunç hakareti ve bugün Müslümanların karşılaştığı terör yüzünden kendisini sanık sandalyesine oturtmalıdır. Zira farklı inanç ve değerlere tahammül edememesi nedeniyle toplumda insicam ve ahenk oluşturamıyor. Müslümanların hayatlarının daha fazla laikleştirilmesini beklemek yerine entelektüel meydan okumalardan korkmadan laik inançların tartışılması amacıyla İslam çağrısını daha da ilerilere taşımalıyız.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |