Sevgili BBC haber editörü,

Web sitenizde yayınlanan “Manchester’daki cami vaazı, cihat çağrısı yapmaktadır” başlıklı makale için size sitemde bulunuyorum. Görünüşe göre bu yazı, diğer ülkelerde zorbalık yapan Batılı hükümetlerin sömürgecilik rolünü örtbas etmeye ve zulme meydan okuyan Müslümanların İslami kavramlarını bozmaya yönelik zayıf bir girişimdir.

Suriye halkı, Amerika destekli diktatör, acımasız katil ve kasap Beşşar Esed’le savaşa sürüklendi. Halep halkı, terörist değil, onur ve şeref sahibi insanlardır. Ailelerini ve evlerini savunmak, Suriye, İran ve Rus güçlerini kullanarak saldıran Amerikan ajanlarını püskürtmek için savaştılar. Onlar, Allah yolunda savaşan mücahitlerdir. Bunu bırakın bir âlim, Müslüman bile inkâr edemez. Onlara yardım etmesi ve zalim karşısında zafere ulaştırması için Allah’a dua etmek kadar doğal ne olabilir. Bırakın Kuran ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in öğretilerine inanan bir mümini her insan dua eder.

Bize göre alternatif, yardım ve zafer için onlara dua etmek değil. Baskı ve acılarını karşısında sessiz kalmak hiç değil. Öyle görünüyor ki, BBC, İngiliz hükümeti ve ana akım İngiliz medyası sessiz kalmamızı istiyor. Mücahitlerin zafer elde etmesi için Allah’a edilen duayı teröre davet olarak adlandırmak, hilekârlıktır ve haksız bir yorumlamadır. BBC, cami İmamlarının kasap Esed’in zaferi için dua etmelerini ister miydi?

Cami İmamının konuşmasını yorumlamak için makalede “bilim adamları” ifadesinin geçmesine aptal bile kanmaz. Zira bir görüşü doğrulatmak bir akademisyen bulmak o kadar zor değil. Kaldı ki aykırı görüşlerin olup olmadığını araştırmadan yanlı analizler yapmak objektif gazetecilik olarak kabul edilmez.

Bu utanç verici makaleye göre İslam’da cihadın rolünü ele almak için tartışma yapılmasına gerek yok. Tartışılmadığı sürece masum insanları terörize etmeyi cihat olarak gören BBC’nin görüşü doğru olarak kabul edilecektir. Oysa gerçek, bundan çok farklıdır.

Batı destekli diktatörlerin zulmünü ve onları iktidarda tutan Batılı hükümetlerin politikalarını deşifre etmek Müslümanlara farzdır. Ayrıca bu diktatörleri ortadan kaldırmak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmak için yapılan çalışmaya destek vermek de keza farzdır. İslam Devleti kurmanın metodu, silahlı mücadeleden ziyade politik ve entelektüel mücadeledir. Evlerinde saldırıya uğrayan insanların, nefsi müdafaada bulunması bir haktır. Nefsi müdafaada bulunanlar kınanmamalıdır. Nefsi müdafaa, cihattır. Cihadın, diktatör rejimleri ortadan kaldırmak ve İslam Hilafetini kurmak için yapılan politik çalışmayla hiçbir ilgisi yoktur.

İnsanlar, cihatla ilgili zıt iki görüş duymaya alışıktır. Bir görüşe göre cihat nefisle mücadeledir. Diğer bir görüş ise, bilinçli bir şekilde cihadı Manchester ya da London Bridge gibi “terör” eylemleriyle ilişkilendirmektedir.

Dahası hükümetin “aşırılıkla” mücadele stratejisi, aşırılık yanlısı olarak yaftalanma korkusuyla çoğu imamları cihadın gerçek anlamını açıklamaktan alıkoymaktadır. Bu, bir felakettir. Zira Müslümanlar, bu önemli konu hakkında sorular sormakta, ancak anlamlı cevaplar alamamaktadır. Bu nedenle biz, cihat meselesinin güzel bir şekilde tartışılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz.

1400 yıllık İslami araştırmalar ve Hizb-ut Tahrir’in sayısız yayınları, İslam Devletinin dış ve savunma politikası olarak değerlendirilen cihadın ne olduğunu açıklamaktadır. Diğer bir deyişle cihat, saldırgan karşısında savunmadır ya da İslami davet önünde duran fiziksel engelleri ortadan kaldırmaktır. Özellikle de halkına baskı yapan ve İslam’ı öğrenmelerini engelleyen tiran ve diktatörleri.

İngiltere ve Amerika, bölgedeki kaynakları sömürmek, ülke zenginliklerini yağmalamak ve liberal laikliği dayatmak için Saddam Hüseyin ve Albay Kaddafi’yi ortadan kaldırdı. İslam Devleti, yalnızca bu diktatörleri ortadan kaldırmakla kalmayacak, bu ülkeleri inşa etmek için servet ve kaynaklarını da seferber edecektir. Dahası insanlar hiçbir zorlama olmadan özgürce dinlerine göre yaşayacaklardır.

BBC, en azından sorumlu bir medya kuruluşu olmayı hedeflemeli, Birleşik Krallık ve ülke dışındaki toplumlar arasında gerginlik yaratan ve gerçek tartışmayı örtbas eden gündemlere teşvik etmekten vaz geçmelidir. Bugün dünyadaki laik kapitalist düzenin aksine İslam, insanın sorunlarını, insan doğasına uygun ve akla kanaat verici şekilde çözer, insanlar arasında çatışma yerine insicam ve ahenk yaratır. Eğer bugün dünyanın her bir köşesinde görülen korkunç zulmü sona erdirme gibi bir niyetiniz varsa, İslam gazetecileriniz tarafından dikkate alınması gereken bir fikirdir.