حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2020–MO–TR–08 |
H. 10 Safer 1442 M. Pazar, 27 Eylül 2020 |
Fransız Politikacıların Başörtüsü Paranoyası, İslamofobiye ve Laikliğin Dini Hoşgörüsüzlüğüne Bir Örnektir
17 Eylül Perşembe günü Fransız milletvekilleri, bir kez daha Fransa’nın ultra laik sisteminin ırkçı ve İslamofobik yapısını gösterdi. Parlamentoda yapılan bir oturumda başörtülü bir öğrenci temsilcisinin bulunmasını protesto etmek amacıyla mantıksız bir şekilde salonu terk ettiler. Salonu terk eden LR (Les Républicains) milletvekillerine, Cumhurbaşkanı Macron’un iktidar partisi LREM (La République en marche) milletvekili Anne-Christine Lang da katıldı. Lang daha sonra Twitter’de yayınlanan bir videoda “Demokrasinin kalbi Ulusal Meclis içinde bir kişinin bir soruşturma komisyonu önünde başörtü takarak görünmesine izin vermememiz gerekiyor.” dedi. Ayrıca Twitter hesabından “Cumhuriyetçi ve laik ilkeleri, kadın haklarını önemseyen bir feminist olarak, Ulusal Meclis’teki çalışmalarımıza başörtülü birisinin katılmasını kabul edemem. Başörtüsü benim için teslimiyetin bir sembolüdür.”paylaşımında bulundu. Başörtülü Maryam Pougetoux, Fransa’da Ulusal Öğrenci Birliği (UNEF) başkanıdır ve Covid-19 krizinin gençler ve çocuklar üzerindeki etkilerini ele almak üzere parlamentodaki bir oturuma katılmıştı.
Müslüman kardeşimiz, İslami giysili iken UNEF’in Sorbonne bölümünün liderliğini üstlenmesi nedeniyle 2018’te İçişleri Bakanı ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanı da dâhil olmak üzere çeşitli siyasi figürlerin saldırısına uğradı. Geçen Ekim ayında da Doğu Fransa’nın Bourgogne-Franche-Comte bölgesel parlamentosuna bir okul gezisi sırasında oğluyla birlikte giren başörtülü Müslüman bir anne, aşırı sağcı bir politikacının sözlü tacizine maruz kaldı. “Laik ilkeler adına” başörtüsünü çıkarmasını istedi. Aynı yıl Senato Başkanı Gerard Larcher, “başörtüsü” hakkında yaptığı açıklamada, “Kadınları kapatan, kilitleyen her şeye”karşı olduğunu belirtti.
Öyle görünüyor ki tüm siyasi spektrumdaki ultra laik Fransız politikacıları, İslami giysinin kadınları baskıladığı sahte anakronistik (çağdışı) sömürgeci anlatıyı pazarlama konusunda kararlılar. 21. yüzyıla girdiklerini, Müslüman kadınların kamusal hayatını yaftalayan, marjinalleştiren, kısıtlayan İslamofobik ifadeleri, eylemleri ve yasaları olduğunu, Müslüman kadınları toplumun ikinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini, onları oylarını artırmak için azınlıklar üzerine oyun oynayan fırsatçı politikacıların ırkçı emirlerine boyun eğmeye zorladıklarını fark etmelerinin zamanı gelmedi mi? Dahası, başörtüsü ile ilgili bu laik saplantı, feminist ve kadın hakları söylemi arkasına saklanan saf ırkçılık ve yabancı düşmanlığından başka bir şey değildir! Fransa’nın İslamofobik sicili oldukça kabarıktır. Gerçekten de Fransa, Kasım 2015’te olağanüstü hal ilan ettiğinden beri Müslümanlara karşı çok sayıda ayrımcı baskınlar yaptı, onları ev hapsine aldı. 5000’den fazla Müslümanın evine ve işyerine baskın düzenledi, camilerini bastı.
Doğu ve Batı diğer birçok laik ülkedeki Müslümanlar, başörtüsü ve peçe yasakları da dâhil olmak üzere ayrımcı ve baskıcı İslamofobik politika ve yasalara maruz kaldılar. Bütün bunlar, dini hoşgörüsüzlüğün laik sistemin DNA’sında kökleşmiş olduğunu vurgulamaktadır. Laiklik, insanlığın yönetimine uygun değildir. Örneğin, dini kıyafeti ciddi bir pandeminin etkisinden daha riskli gören politikacılar ne tür bir sistem yaratabilir ki? Dahası, pornografi de dâhil olmak üzere toplumundaki her türlü müstehcen ve ahlaksız fikir ve imgelere izin veren saçma bir ideoloji nasıl alçakgönüllülükten bahsedebilir ki? Charlie Hebdo’nun Sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem hakkında yayınladığı iğrenç karikatürleri, laik ifade özgürlüğü ilkesine dayanarak savunan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un sözleri, bu çarpık ahlak anlayışı için bir örnektir. Macron, daha önce yaptığı açıklamada başörtüsünün “ülkemizin uygarlığı ile uyumlu olmadığını” belirtti.
Müslümanlar olarak bize bu, kusurlu, bölücü ve İslam karşıtı laik sistemin dinimiz ile taban tabana zıt olduğuna dair keskin bir hatırlatma olmalıdır. Bu nedenle topraklarımızda uygulanan laik sistemi külliyen reddetmeliyiz! Doğrusu Allah Subhânehu ve Teâlâ için tek kabul edilebilir sistem Nübüvvet metodu üzere Hilafettir. Hilafet, İslami giysiyi ve tüm derin İslami inançlarımızı koruyacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”[Ali İmran 85]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |