حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2019–MO–TR–05 |
H. 9 Zilhicce 1440 M. Cumartesi, 10 Ağustos 2019 |
Hollanda’da Yürürlüğe Giren Peçe Yasağı, Laik Liberal Sistemin Dokusunda Var Olan Dini Ayrımcılığın Bir Kez Daha Kanıtıdır
1 Ağustos’ta Hollanda’da peçe yasağı yürürlüğe girdi. Artık Müslüman kadınlar, okullar, hastaneler ve devlet daireleri dâhil olmak üzere kamu kurumlarında, otobüslerde ve trenlerde yüzlerini örten peçe kullanamayacaklar. Yetkililer, kamu binalarına girmek isteyen kadınlardan peçelerini çıkarmalarını isteyecekler. Reddettikleri takdirde kamu binalarına girişleri engellenecek ve en az 150 Avro para cezasına çarptırılabilecekler. Bu açıkça yabancı düşmanlığıyla Hollanda hükümeti, Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılığı yasallaştıran ve dini inançlarına göre giyimi suç sayan Fransa, Danimarka, Belçika ve Avusturya başta olmak üzere istenmeyen laik liberal ülkeler kulübüne katılmış oldu. Yasak, Müslüman kadınların marjinalleşmesini ve mağduriyetini arttırıyor. İslam karşıtları ve ırkçıların nefret ve öfkesini körüklüyor, taciz, yıldırma ve şiddet eylemlerine etkili bir şekilde açık çek veriyor. Yasağın ardından Algemeen Dagblad gazetesi, yasaklanmış bir kıyafeti giyen Müslüman bir kadından “rahatsız olanların” onu tutuklayabileceklerini, peçesini çıkarmasını isteyeceklerini, hatta yapmak istemediği takdirde ona karşı güç kullanabileceklerini yazdı. Dahası bu nasıl bir insanlık dışı sistem ki, tıbbi tedavi, eğitim, iş arayan bir kadını köklü dini inançları arasında seçime zorlayabiliyor? Hatta hakkında polise suç bildiriminde bulunabiliyor? Bu durum, faşist ve komünist rejimleri andırıyor.
Hollanda, “liberal” bir devlet olarak tanımlanır ve yaşam tarzı seçimine yumuşak yaklaşımıyla bilinir. Fuhuş, ensesi, esrar kullanımı dahil olmak üzere sapıklık, yozlaşma ve benzeri ahlaksız faaliyetler, hatta çocukların nasıl baştan çıkarılacağını, çocuk istismar ve tacizlerini anlatan “Pedofil Kitapçığı” bile serbesttir. Buna rağmen hükümet, zararsız bir dini kıyafeti yasaklamayı yeğledi. Nasıl bir sistem ki hayânın bir yansıması olan bir kıyafeti yasaklarken, müstehcen faaliyetlere izin veriyor? Bu, dini ayrımcılığın seküler liberal sistemin DNA’sında köklü olduğunu kanıtıdır. Bu nedenle Müslümanlar, dini haklarını güvence altına almak için liberalizme güvenmemelidir, çünkü liberalizm, yalnızca seküler liberal çizgiyi izleyenleri temsil eder. Örneğin vatandaşların haklarını koruma sorumluluğuna sahip Avrupa’daki en yüksek mahkeme olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Fransa ve Belçika’nın peçe yasağını desteklediğine karar verdi. Dini özgürlükleri ihlal ettiğini ileri süren argümanları reddetti ve bu argümanların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olmadığını belirtti! Dahası ilk kez 2005 yılında İslam karşıtı aşırı sağcı politikacı olan Geert Wilders, peçenin yasaklanması gerektiği yönünde yasa tasarısı sunmuştu. Bu nedenle peçenin iletişimi engellediği veya güvenlik riski oluşturduğuna dair iddialar tamamen uydurmadır. Aksine bu yasak, Mark Rutte başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, son Hollanda seçimlerinde popülerlikleri artan yabancı düşmanı aşırı sağ partilerin İslamofobik oyunlarını oynama çabasıdır. Partilerle muhalifler arasında kimin daha çok İslam ve Müslüman karşıtı görüneceğine dair girişilen bu politik polemik, birçok laik devlette görülen bir gerçekliktir ve azınlıkların iktidar mücadelesinin bir oyunu olarak görüldüğü laik demokratik sistemin doğasında var olan tehlikeleri yansıtır.
Müslümanların, Hollanda ya da yasakçı Batıdaki diğer hükümetlerin hedefinin peçe olmadığını anlamaları oldukça önemlidir. Aslında laik liberal devletlerde İslam yargılanıyor, İslami inançların toplumlarında “hoşgörülü” olup olmadığı test ediliyor. Bugün peçe yasaklandı. Yarın Geert Wilders ve benzerlerinin yaptıkları en son çağrılarda olduğu gibi, başörtüsü veya başka bir İslami uygulama ya da kısıtlayıcı liberal çerçeveye uymayan bir inanç yasaklanabilir. Amaç, yıldırma ve kaba kuvvet yoluyla liberal kültüre asimilasyonumuzdur. Bu nedenle Müslümanlar, dini inançlarına sımsıkı sarılmalı, bu ve diğer yasaklara karşı birlik oluşturmalı, yüce İslam dinine karşı atılan iftiralara meydan okumalıdırlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ “Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de.” [Ahkaf 46]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |