حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2019–MB–TR–09 |
H. 14 Şevvâl 1440 M. Pazartesi, 17 Haziran 2019 |
Binlerce Kadın ve Çocuğun Yerlerinden Edilmesinden Önce Sanki Lübnan Çok İyi Durumdaydı da!
25.000’den fazla yerlerinden edilmiş Suriyeli, Arsal sınır kamplarının birinde yaklaşık 1.400 çimento odada yaşıyor. Arsal’da yaklaşık 126 kampta 60.000 Suriyeli mülteci yaşıyor. 10 Mayıs’ta Yüksek Savunma Konseyi, mülteci kamplarındaki beton yapıların yıkılmasına, yıkılmasından sonraki 24 saat içinde de her aileye bir tuval çadırı ve ahşap tahtalar verilmesine karar verdi. Ancak ne var ki bu yeterli değil. Lübnan’ın Arsal bölgesinde açık alanda binlerce mülteci yaşıyor. Ancak bu sefer bu mülteciliğin nedeni, sel ve fırtına gibi doğal afetler ve yangınlar değil, Lübnan’da yürürlükte olan yasalardaki ve ırkçı söylemlerdeki insanlık eksikliği, kışkırtılan nefret ve kin söylemleridir. Kurak bölgelerde kar ve sağanak yağmurdan korunmak için inşa edilen çimento duvarlar, evlerin, arazilerin ve geçimlerin gaspına engel değil! Kimse hayatı boyunca bu çimento duvarda yaşamak istemez! Bir milyondan fazla mülteci, Lübnan’daki tüm siyasi partiler ve kişisel çıkar sahiplerinin çekişmesinin, partizanlık ve mezhepçilik çatışmasının ortasında yaşıyor. Bir milyondan fazla mülteci, diğer bir dizi tartışmalı dosyalar gibi müzakere masasındaki bir dosya olarak görülüyor. Çıkarına hizmet etmesi için taraflar bu dosya ile istedikleri gibi oynuyorlar. Her bakanlar kurulu toplantısında veya meclis oturumunda siyasi çözüm koşullarının daha da iyileştirileceği ifade ediliyor. İki söylem arasında sendeleyen bir milyondan fazla mülteci, güvenlik meselelerin dizginlenmesi veya ülkenin bölünmemesi için politikacılara göre mevcut konjonktürün bir gereğidir. Ahlaki ve insani söylemleri duyuyoruz, çünkü bu, Lübnan ekonomisindeki kötüleşmeden, iş piyasasından ve kötüleşen yaşam standardından mültecileri sorumlu tutan popülist söylem karşısında zorunludur ve sıkıca tutunulması gereken bir söylemdir. Öyle ki işsizlikten, bütçe açığından, çevre kirliliğinden, elektrik kesintisinden yerlerinden edilenler ve Şam zorbasının baskısından kaçanlar sorumlu tutuluyor! Sanki onlardan önce Lübnan çok iyi durumdaydı da!
Ey Lübnan halkı! Sağır ve kör gibi olmayın. Değilse yozlaşmış yetkililerin ve zorba yönetimleri boyunca hep günah keçisi arayan geleneksel yöntemlerinin oyunlarından biri haline gelirsiniz. Sorumluluktan kurtulmak için birilerini hep günah keçisi ilan ederler. Oysa karar ve sorumluluk mekanizmasında olan yetkililerdir. Hesap vermesi gereken savunmasızlar, mülteciler, yerlerinden edilenler ve katliamdan kaçanlar değil, sorumlulardır. Lübnanlı politikacıların kalbine sızan bu hastalıklı ve iğrenç ırkçılıktan mülteciler nasibini alıyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا أَوْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَٰكِن تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ “Hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” [Hac 46]
Ey Lübnan Müslümanları! Bilin ki rızk yalnızca Allah katındadır. Yaşadığımız ekonomik sıkıntının nedeni, Allah’ın Şeriatının yönetimdeki yokluğu, zenginliğin insanların ceplerindekini çalarak geçinen yozlaşmış bir gruba dağıtılmasıdır. Bilin ki Yüce Rabbimizin Şeriatı yerlerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde olmamızı farz kılar. Onlar bizim din kardeşlerimizdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ“Şüphesiz bu, tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.”[Enbiya 92] Müslüman ülkeleri devletçiklere bölen bu sınırlar, Suriyeli kardeşlerinize yapılan zulmün nedeni olmasın. Kardeşlerinize karşı zalimlerin yardımcısı olmayın. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak, Allah’ın Şeriatını hakem ve adaleti de hâkim kılmak, mazlumdan zulmü def etmek için Hizb-ut Tahrir’le birlikte çalışın.
وَقُلِ اعْمَلُوا فَسَيَرَى اللهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ“De ki: “Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı Allah da, Rasûlü de, müminler de göreceklerdir.”[Tevbe 105]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |