Allah’tan korkmayan, çekinmeyen bazı El Ezher bilginleri, İslam’a ve hükümlerine yönelik saldırı politikasını sürdürüyorlar. İslam düşmanlarının planları karşısında müstahkem kale durumundaki El Ezher El Şerif’i İslam’ın hükümleri ve kadınla ilgili mevzuatına saldırmak için bir minber olarak kullanıyorlar. Daru’l İfta kurumuna bağlı Global Fetva İndeksi, “çocuk evliliklerini” caiz gören fetvaların bu evlilikleri sadece cinsel ilişkilerle sınırladığını belirtti. “Hizb-ut Tahrir, psikolojik, sağlık, zihinsel ve fiziksel yeterliliklerini göz önünde bulundurmaksızın evliliği cinsel ilişki ile sınırlı görmektedir. Tarafların evlilik sözleşmesinin verdiği sorumluluğun altından kalkıp kalkamayacaklarını göz önünde bulundurmamıştır...” Bu, evlilik kavramını sükûnet ve rahmet olarak niteleyen Kuran ayetleri ile çelişir:

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” ^{[Rum 21]}

Sonra İslam, evlilik için belirli bir yaş belirtmemiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ Aziz Kitabında şöyle buyurdu:

وَأَنْكِحُوا الْأَيَامَى مِنْكُمْ وَالصَّالِحِينَ مِنْ عِبَادِكُمْ “Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin” ^{[Nur 32]} Ayette geçen “Eyame” kelimesi, Eyyemin sözcüğünün çoğuludur. Eyyemin, bekâr ya da dul olsun kocası olmayan kadındır. Deliller, her Eyyemin için geneldir. Evlilik için belirli bir yaş sınırı getirmemiştir. Dolayısıyla İslam’da çocuk evlilikleri, erken ya da geç evlenme diye bir şey yoktur. Genç bir kız, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu ayetine göre menstrüasyondan önce evlenebilir.

وَاللَّائِي يَئِسْنَ مِنَ الْمَحِيضِ مِنْ نِسَائِكُمْ إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ وَاللَّائِي لَمْ يَحِضْنَ “Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır.” ^{[Talak 4]} Yani genç kız, sadece teklif yaşına ulaştığında değil, adet görmeden önce de evlenebilir. Bunlar, Hizb-ut Tahrir’in görüşü değil, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümleridir.

Ayrıca diyorlar ki: “Sağlık ve sosyal bilimciler, erken evliliklerden dolayı genç kızların fiziksel ve psikolojik zarar görebileceklerini, hatta bu durumdan dolayı ölebileceklerini kanıtladılar.” Batı ülkelerinde çocuk dedikleri kişiler arasında yaygın olan gayri meşru ilişkiler, 12 ile 18 yaş arasındaki genç kızların gayri meşru doğumu ve bu yaştaki bekâr anneler hakkında bu kimselere soruyoruz! Bu, kabul edilebilir bir yozlaşma mı? Bu, bu kimselerde fiziksel ve psikolojik zarara yol açmıyor mu? Bu, çocuk haklarını ihlal etmek değil mi? Hakları ve onuru koruyan şeri evlilik, bu hakların ihlali mi? Şeri evlilik zihinsel ve fiziksel sağlık kaybına mı yol açıyor? Ne kötü hüküm veriyorsunuz...

Ayrıca İslam’ın, hükümlerinin ve mevzuatının her zaman ve mekâna elverişli olduğunu unutuyorlar. İslam, insanlığın Rabbinden gelen yasalardır. Allah, yarattıklarını en iyi bilendir. Zaman, mekân, şartlar ve gelenekler değişmez... Şöyle denilmez; Annelerimiz ve büyükannelerimiz zamanında makbul olanlar, gelişim, ilerleme ve hayatın gereksinimleri nedeniyle artık makbul değildir. Şimdiki kızlar, buna katlanamazlar. Evin, kocanın ve çocukların sorumluluğunu üstlenemezler... Bu iddialar, yanlış terbiyenin ürünüdür. Kızlar,  anne ve ev hanımı olarak yetiştirilmiyor. Kendisi, evi ve çocukları pahasına iş yerinde erkeklerle yarışıyorlar ve işçi olarak yetiştiriliyorlar. Benzer şekilde genç erkek de evlilik giderlerini kaldıramayabilir. Evlilik, maddi yükümlülükleri yerine getirmektir. Nikâh giderlerini karşılayamamak, o gencin yaşının küçük olmasının bir sonucu değil, açgözlü kapitalist sistemin, ülke zenginliği ve kaynaklarını kontrol eden rejimlerin adaletsizliğinin bir sonucudur. Bu rejimler, vatandaşlarının rızkını ve işlerini üstlenmiyor. Bu da işsizliğin ve yoksulluğun yaygınlaşmasına neden oluyor. İslam uygulanmış olsaydı, yiyecek, giyecek, barınak gibi temel ihtiyaçlar garanti altında olurdu. Devlet, gençlere iş istihdamı sağlar. Ailenin maddi yükünü kaldırmasına yardımcı olurdu... Bu hayat ile, yoksulluk, adaletsizlik, sefalet ve geçim sıkıntısı içerisinde yaşadığımız şuan ki hayatımız arasındaki dağlar kadar fark var.

Açılım, özgürlük, fitne ve ahlaki çöküş çağındayız. Böylesi bir çağda kızların evlilik yaşını on sekiz olarak belirleyen fetva komitesinin tavsiyelerine ve bu tür evlilik yapanların ya da karışanların cezalandırılmasına bir göz attığımızda, bunların Batı düşüncesinin bir ürünü olduğunu anlarız. Müslümanlar arasında zinayı yaymak istiyorlar.

إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَن تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ “İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” ^{[Nur 19]}

Ey akıl sahipleri! Basiretli olun.