حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2019–MB–TR–01 |
H. 9 Cumâde’l Ûlâ 1440 M. Salı, 15 Ocak 2019 |
Kar Fırtınası Olmadan Gerçek Felaket Trajedileri
Aktivistler, sosyal medya sitelerinde mülteci kamplarının birinde çadırın içinde soğuktan titreyen ve ilgili taraflara mazot vermeleri için çağrıda bulunan Suriyeli bir göçmenin görüntülerini aktardı. Bazı insanlık dışı kamplarda yaşayan mülteciler, yardım ve destek için hayır kuruluşlarına yardım çağrısında bulundu. Ayrıca ilgili makamlara acil yardım çağrısı yaptılar ve kamp sakinlerine çok az yardımın ulaştığını söylediler. Şam diyarının neredeyse tamamında etkin olan bu tür ağır hava koşullarında ısıtma ve yakıt sıkıntısı yaşandığı bir ortamda bu yardımların kampta yaşayanların yüzde 10’nu için bile yeterli olmadığını kaydettiler.
Örneğin deniz seviyesinden yaklaşık 1300 metre yükseklikteki Lübnan’ın Arsalan kentinde kampta yaşayan 80 bin Suriyeli mülteci, kanalizasyon ve asfalt gibi iyi bir yaşam için gerekli temel unsurlarından yoksun oldukları şikâyetinde bulunuyorlar. Her yıl sert hava koşullarının yaşandığını, çocuklar ve kadınların, irili ufaklı herkesin hatta örgütün bile felaket içinde yaşadığını belirttiler. Normal olarak her yıl bu aylarda dağlara karlar ve bolca yağmurlar yağar, farklı adlar altında art arda fırtınalar eser. Normal olmayan ise, battaniye ve mazot gibi asgari ısınma gereklilikleri olmadan bu yıllarda tekrarlanan trajediler ve insani felaketleri yanı sıra ekmek ve çocuk sütü gibi bazı temel ve ana gıda maddelerde sıkıntılar yaşanmasıdır. Yılın bu aylarında bölgelerde sıcaklıkların düşmesi doğal, ancak çocukların özellikle de bebeklerin sürekli şiddetli soğuklara maruz kalmasını görmemiz ise doğal değil.
Bu zorlu yıllarda bizlerin mülteci kamplarında yaşayan halkımızın yaşadıklarını yaşamak, görmek, duymak imkânsız ve zor. Kar fırtınası olmadan bile yaşanan bu gerçek trajedi, hem hain ve vurdumduymaz yöneticilerin hem de insanlık iddiasında bulunan kuruluşların gerçek ve çirkin yüzünü ifşa etmiştir. Hayvanların bile yaşamasına elverişli olmayan her türlü yaşam unsurundan yoksun bu mülteci kampları, insanların iğrenç vatandaşlık temelinde sınıflandırılmasının bir sonucudur. Bu da ırk ayrımcılığına yol açmıştır. Ülkesinde vatandaşlığı olanlara nezih yaşam hakkı verilirken, yabancılar istikrarlı ve onurlu bir yaşam olasılığını kısıtlayan belli yasa ve düzenlemelere maruz kalmaktadır. Yabancıların durumu böyledir. Buna bir de mültecilik niteliği eklenirse halleri ne olur varın siz düşünün? Özellikle çıkarcı kapitalist sistemlerde, insanlığın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Donlu yüksek dağlar, sıcak çöller, su baskınlarının olduğu vadiler gibi en zor yerlerde ve en zorlu koşullarda yaşamaya zorlanıyorlar. Zoraki göç ve sürgün yeterli değilmiş gibi bir de onurdan yoksun zorlu yaşam ve hayat mücadelesine maruz kalıyorlar.
Ey Müslümanlar! Bilin ki mültecilerin durumu budur. Müslüman ülkesinde açlık ve zillet çekiyorlar. Şehitlerin kanını ucuza ve anlaşmalar karşılığında sattıktan sonra Batının müzakere kucağında uyuyan yönetici kılıklı kimselerce ihanete uğradılar. Mültecilerin içler acısı durumu ve yaşadıkları zorlu koşullar, Suriye krizinin ilk yıllarında olduğu gibi artık siyasallaşmış medyanın gündeminde değil. Bunların durumu, devam eden diğer savaş mağdurları gibi gündemden düşerken, siyasi çekişmeler ve çıkarcılık gündemin bir numaralı konusu. Sanki bölgede Amerikan siyasi çözümünü etkinleştirmek ve pekiştirmek için açık bir müzayede yapılıyor. Uysallaştırmak için cani Beşşar yeniden allanıp pullanıyor!
Ayrıca bilin ki birlik, izzet ve güç, ayrılık ise, zillet ve aşağılanma demektir. Şeriatın ve dinin emirlerine göre yaşamak, Raşidi Hilafeti yeniden kurmak, Âlemlerin vaadini gerçekleştirmek için sizi birlik uğrunda çalışmaya davet ediyoruz.
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |