Bangladeş tarihinde ilk kez bir Şii topluluk, 24 Ekim 2015’de saldırıya uğradı. Eski Dakka’da meydana gelen korkunç patlamalarda bir genç öldü ve 80 kişi de ağır yaralandı. Saldırıdan hemen sonra Amerikan yönetimi ile yakın bağları olan ABD merkezli SITE istihbarat grubu, kendine özgü stili olan “IŞİD’in” patlamaların sorumluluğunu üstlendiğine dair bir haber yayınladı. İlginçtir ki aynı SITE istihbarat grubuna göre, IŞİD, Bangladeş’te öldürülen İtalyan ve Japon vatandaşlarının sorumluluğunu da üstlendiğini iddia etti Oysa Şeyh Hasina, IŞİD’in bu olayda bir parmağının olduğunu reddetmişti. Bu da gösteriyor ki Hasina hükümeti ile Amerika arasında Bangladeş’te IŞİD’in varlığına dair bir anlaşmazlık söz konusudur.  Tırmanan son terör olaylarına doğru perspektiften bakmak için Amerika’nın İslam topraklarına yaptığı geçmiş müdahalelerine bir göz atmak gerekiyor. Amerika, jeopolitik çıkarlarını gerçekleştirmek için her zaman meşhur istihbarat ağını kullanmıştır. Sözde “terörle mücadeleyi” haklı göstermek için çeşitli İslam topraklarında Şii-Sünni mezhep çatışmasına teşvik etmiştir. Bunun için paramiliter çeteleri kurduğu yeni bir şey değildir. Örnek olarak 29 Aralık 2009 tarihinde Karaçi’de Şii Muharrem yürüyüşünde bir bomba saldırısı gerçekleştirilmişti. Saldırıyı ünlü Amerikan paramiliter ordusu Blackwater yapmıştı. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti’nin, ABD’nin şeytani komplosuna karşı yürüttüğü o anki kamu bilinçlendirme kampanyası karşısında bu gizli paralı örgüt, adını 2009 yılında “Xe Hizmetleri” ve ardından da 2011 yılında “Akademi” olarak değiştirmişti. Ayrıca Hizb, halkı, ünlü CIA ajanı Raymond Davis şebekesine karşı da seferber etmişti. Bu şebeke yürüttüğü gizli operasyonlar ve patlamalar yoluyla pazar yerleri, okul, cami ve Pakistan medresesinde binlerce Müslüman öldürmüştür. Daha sonra Davis soruşturmasında, huzursuzluk çıkarmak için Pakistan’da 330 personelin gizli görevde bulundukları kamuoyuna yansımıştı. [28 Mart 2011 Pazartesi, Pakistan Observer] Şimdi Pakistan’da herkes, Pakistan’daki varlığını haklı göstermek için ABD’nin CIA, paramiliter, Raymond Davis ve Blackwater [Akademi] gibi örgütler üzerinden üniversiteler, camiler, pazarlar, tören alaylarına patlamalar düzenlediğini bilmektedir. Pakistan’a girmeden önce ABD, tüyler ürpertici katliamlar yapmak ve Irak’ta mezhep çatışmalarını alevlendirmek için bu aynı paramiliter örgütü [Blackwater] kullanmıştır. Şimdi de burada Şii-Sünni çatışması çıkarmak ve Bangladeş’i “terörle mücadeleye” [İslam ile mücadele] sürüklemek için benzer şeytani taktiklere başvurulduğunu görüyoruz. Aslında ABD’nin Bangladeş büyükelçiliğinin, 28 Eylül 2015’de İtalyan vatandaşının öldürülmesinden hemen önce Bangladeş’te kalan vatandaşlarına güvenlik mesajı yollaması dikkat çekicidir. Şu ana kadar katillerin kimliğine ulaşılamamıştır. Sadece Amerika, saldırganların “İŞID” ile bağlantılı olduklarını iddia ediyor. Bu nedenle açıktır ki ABD, jeopolitik çıkarları için Bangladeş’te kalıcı bir varlığa ihtiyacı vardır. Bu yüzden patlamalar ve yabancılara suikast düzenleyerek ülkeyi sözde terörle mücadeleye doğru itiyor. ABD’nin Bangladeş’e daha derin nüfuz etmesi için de IŞİD biçilmiş bir kaftandır. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, 2009 yılında Pakistan Rawalpindi şehrinde meydana gelen korkunç patlamanın ardından yaptığı açıklamada şöyle demişti: “Rawalpindi camisindeki bu korkunç saldırıda olduğu gibi daha fazla içsel saldırılar yüzünden onlar bizden ek yardım almaya daha açık hale geleceklerdir.” Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, İslam ile mücadele yoluyla bu topraklara kargaşa getirmek isteyen Amerika’nın böyle uğursuz stratejilerine karşı uyanık olmak gerektiği noktasında ümmeti uyarıyor. Aynı zamanda Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurarak bu bölgeden Amerika’nın kalıcı varlığını yok etmek için de ümmeti bu parti ile çalışmaya davet ediyor.