9 Temmuz 2015 Perşembe günü, Dakka Üniversitesi [DÜ]Hizb-ut Tahrir yayınları dağıtan beş öğrencinin kayıtlarını askıya aldığını duyurdu. Bunlardan Şihabuddin ve Saidi Hasan Sajib MBA yönetim bölümü öğrencisi, Tarikul İslam MBA muhasebe bölümü öğrencisi, Nakip Ferhan ve Alamgir Hüseyin deBBA öğrencileridir. Üniversite Rektörü M Amjad Ali basınına verdiği demeçte, öğrencilerin üniversitenin itibarını tehlikeye attığı ve bir güvenlik riski oluşturdukları için kayıtlarının dondurulduğunu belirtti!

DÜ yönetiminin bu şerefsiz eylemi, sözde demokrasi ve ifade özgürlüğünü savunan kimselerin tipik ikiyüzlülüğünü özetler. DÜ Rektörü M Amjad Ali, üniversite kampüsünde özgürlük ruhunun korunması noktasında oynadığı sahte rol ile gurur duyuyor. Oysa gerçekte o, “siyasal İslam” dışında her şeyi tolere eden sömürgeci mirasın aynı izlerini taşıyor. Allah aşkına Hizb-ut Tahrir’in bu güzide eylemcilerinin neresi böyle çok risklidir. Hizb, yaptığı entelektüel ve siyasi mücadele ile halk tarafındankabul görmüş bir partidir. Hükümetin sınırsız zulüm ve işkencesi karşısında asla silahlı mücadeleye tenezzül etmedi. Öğretmenler ve öğrenciler ile sadece entelektüel tartışma yaptı. DÜ idaresinin entelektüel olarak iflas etmesi utanç vericidir. Bazı cesur dillere dayanamıyor. Oysa Bangladeş’te “özgür düşüncenin” merkezi ve öncülü bir üniversite olmakla övünüyorlar! Üniversitenin kampüsüne inşa edilen giriş kapısı “Mukti O Ganotontro” [Özgürlük ve Demokrasi Kapısı] şimdi DÜ idaresinin çifte standartlarını temsil eden bir semboldür. Şimdi biz DÜ idaresine soruyoruz; hâkimiyet kurmak için kampüste giriştikleri şiddet ve gasp eylemleri nedeniyle Bangladeş Chatra Ligi öğrencilerinin kayıtları neden şimdiye kadar dondurulmadı? Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir’in barışçıl aktivistlerinin kayıtlarını dondurmak, sadece DÜ yönetiminin başarısızlığını değil, aynı zamanda tartışma ve münazara yoluyla ideolojisini savunamayan laik demokrasinin başarısızlığını da sembolize eder.

Ey Dakka Üniversitesi’nin samimi öğretmenler ve öğrencileri!Hizb-ut Tahrir, sizi yönetiminin böyle zalim ve ikiyüzlü kararına karşı seslerinizi yükseltmeye davet ediyor. Ümmetin bu cesur evlatları için verilen mücadelenin nedeni nedir? Onların kesintisiz bu mücadelelerinin amacı, kendi egolarını tatmin etmek değil, aksine bu despot rejimden sizi kurtarmaktır.Bunun için bu dünyada kendilerini feda ediyorlar.Bu nedenle Hilafet için çalışanlara yardım etmek ahlaki ve dini bir zorunluluktur. Onlar, insan yapımı zulmünden kurtuluşun tek umududur.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

“Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}