Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu

No: BG-BA-2009-RS-TR-0010 H. 5 Rabi-ul Evve 1430
M. Salı, 03 Mart 2009

- Basın Açıklaması - İnsanlar, Orduyu ve Sınır Muhafızlarını Yok Etmeye Yönelik Hint Komplosunu Boşa Çıkarmalı ve Bu İşte İhmalkârlık Göstererek Gizli İttifak Kuran Hükümeti Muhasebe Etmelidirler

Saygıdeğer Gazeteciler!

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş, hem Sınır Muhafızları Komutanlığı'ndaki sözde isyana ilişkin bakış açısını arz etmek hem de ülkenin silahlı kuvvetlerini yok etme komplosunu ifşa etmelerinden dolayı Hizb'in şebâbının tutuklanması da dâhil ilgili son gelişmeler hakkındaki bakışımızı arz etmek için bu basın toplantısını düzenledi.

Saygıdeğer Gazeteciler!

Bangladeş'teki insanlar, 25 ve 26 Şubat'ta, Sınır Muhafızları Karargâhı'nda yaşanan trajik olaylardan, özellikle de yüzün üzerinde subayın gizli bir şekilde hunharca katledilmesinden dolayı öfke ve kin kustular. Ayrıca subayların ve masum aile fertlerinin katledilmesinin affedilmez iğrenç bir cürüm olduğunu, katledilenlerin cesetlerinin parçalanması ve yakılması, evlatlarının, hanımlarının, hamile kadınların katledilmesi ve kadınlara tecavüz edilmesi cürümlerinin tamamını, Hindistan'ın ödlek ajanlarından oluşan bir çetenin yaptığını teyit ettiler.

Artık insanlar, orduyu zayıflatıp Bangladeş silahlı kuvvetlerinin saflarını parçalamaya yönelik Hindistan'ın komplosunu fark etmişlerdir. Hindistan, daha önce yaptığı gibi Bangladeş'teki ajanları vasıtasıyla komplo planının uygulanması için fırsat oluşturdu. Nitekim sözde isyan olaylarının gelişmesinden ortaya çıkmıştır ki bu, Hindistan ile Hükümet dışına ve içine yuvalanmış ajanları tarafından tezgâhlanan komplonun uygulanması için ilk adım oldu. Bilindiği üzere sırf müşrik Hindulara ve ajanlara hizmet etmedikleri için birçok yetenekli subay katledildi.

Komployu düzenleyenler, Sınır Muhafızları Komutanı'nı ortadan kaldırmayı başardılar. Şimdi onlar, Sınır Muhafızlarını ordu komutasından tasfiye etmeye hazırlanıyorlar. Açıktır ki bu çaba ülkenin güvenliğini tehdit etmektedir. Sınır Muhafızlarının ordudan ayrılmasında ve iki kuvvet arasında bölünmüşlük oluşturulmasında çıkar sahibi olan düşman Hindistan'dır. İki kuvveti birbirinden ayırma çabası, kabul edilmez bir durumdur. Dolayısıyla iki kuvvet de tek bir liderlik altında kalmalıdır ve bunların birbirinden ayrılması ülkeyi düşmanlarının, özellikle de Hindistan'ın karşısında zayıflatır.

Komplonun yaşandığı iki gün içerisinde olayların gelişmesine bakılmasıyla "Avami Birliği" Hükümeti'nin şüpheli rolü ortaya çıkar:

Bu komplonun iğrençliği Hükümetin gözünden mi kaçtı? Hükümet, isyancıların can güvenliğini sağlamak amacıyla bu önemli güvenlik hususunda isyancılarla görüşmeleri için üst düzeyde bakanlar ve askerî polis temsilcisi gönderdi mi? Neden Hükümet, subaylar ile ailelerinin kanlarını ve onurlarını korumak hiçbir tedbir almadı? Özel korumaları olmaksızın defalarca Sınır Muhafızları Karargâhı'na girmelerine rağmen bir bakanın veya askerî polis temsilcisinin isyancılar tarafından herhangi bir eziyete maruz kalmadıkları doğru değil midir? Hükümetin, isyancılar hakkında genel af ilan etmesinin, subayların ve ailelerinin akıbetlerini açıklamamasının maksadı nedir? Bu genel affın ilânı; katillerin cürüm mahallinden uzaklaştırılmasını, bölge sakinlerinin tahliyesini ve güvenlik kuvvetlerinin bölgeye konuşlanmasını gizlemek amacıyla değil midir?

Saygıdeğer Gazeteciler!

Silahlı kuvvetler de dâhil olmak üzere tüm insanlar, bu sorulara yanıt ve açıklama beklemektedir. Ama bu soruların cevabı yerine bizzat Başbakan, parlamentoya ek sorular teklif etmiştir! Bu sorular ile Hükümet, Hint medyasının peşinde yürümüş ve başkalarını suçlamış olmaktadır!

Başbakan, olayı araştırmak için Hükümetin, Amerika'dan, İngiltere'den ve Birleşmiş Milletler'den yardım isteyeceğini açıkladı. Bunu ise onların Hükümetin gerçek dayanakları olduğunu herkes bilmesine ve dünyanın dört bir tarafında elleri Müslümanların kanlarına bulaşmış olması gerçeğine rağmen yapmaktadırlar. Bu halde olan kimselerden hala hayır bekleyebilir miyiz?

Katillerin olay mahallinden kaçmasına izin veren Hükümetin hangi adaletinden bahsetmektedirler? Zira 25 ve 26 Şubatta Başbakan ile diğer bakanlar, kendi hükümetlerinde katillerle bir dizi görüşmeler yapmışlardır. Peki, şimdi nerede o katiller?

Hükümet, bu katilleri tutuklamak yerine kendisinin komplodaki rolünü ifşa etmelerinden dolayı Hizb-ut Tahrir'in şebâbını tutuklamakla meşgul olmuştur. Bildiğiniz üzere Hükümet, Hizb-ut Tahrir'in 27 üyesini tutuklamıştır ki bizler, bu tutuklamayı kınıyor ve Hükümetten derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

Mevcut kriz bağlamında Hizb-ut Tahrir / Bangladeş, insanları aşağıdaki adımları atmaya davet eder:

Ordu ile sınır muhafızlarını yok etme komplosunu boşa çıkarmaya çalışılması. Bu cürümün meydana gelmesini engellemek için gerekli adımları atmaması ve komplodaki şüpheli rolünden dolayı Hükümetin muhasebe edilmesi. Komploya ve katliama ortak olan kişilerin muhasebe edilmesinin talep edilmesi. Müslümanları birleştirecek, aralarında Amerika'nın, Hindistan'ın ve İngiltere'nin de bulunduğu muharip devletlere karşı koymaya muktedir olacak silahlı kuvvetleri güçlendirecek Hilâfet Devleti'nin kurulmasında acele edilmesi.

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh
Telefon: +(880) 17 13 00 88 22
www.khilafat.org
Fax: +(880) 29 55 88 54
E-Mail: info@khilafat.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER