Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu

No: BG–BA–2023–MB–TR–06 H. 25 Şa'bân 1444
M. Çarşamba, 22 Mart 2023

Sürekli Ölümcül Patlamalar ve Yangınlar, Laik Sistemin Başarısızlığıdır, Zira Laik Sistemi Devletin Başını Bu Olayların ve Halkın Sorumluluğunu Üstlenmekten Her Zaman Muaf Tutar

Bangladeş, son birkaç yılda birbiri ardına bir dizi ölümcül yangına tanık oldu. Yangınlarda birçok insanı hayatını kaybetti ve yaralananlar oldu. Ülke sadece dört gün içinde art arda üç patlamaya tanık oldu. En son patlama, 7 Mart’ta Gülistan’daki şehir merkezine yakın ticari bir aşıveriş merkezinde gerçekleşti ve patlamada en az 23 kişi hayatını kaybetti, birçok insan da yaralandı, yaralı sayısı halen artmaya devam ediyor. İnsanlar “Sitakunda Patlaması”, “Nimtoli Trajedisi” ve “Gülşen Yangını” travmalarını henüz atlatmış değil. Plansız ve zayıf altyapılar olayların ana nedenidir. Olaylar çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına, mal ve servet kaybına neden oluyor. Yangın tehlikeleriyle mücadele için gerekli düzenlemelerin olmaması olayın ciddiyetini daha da artırmaktadır. Mağdurlara ödenmesi gereken tazminatlar bir yana soruşturma ve kovuşturmalarda hiçbir ilerleme kaydedilmemektedir.

Ne zaman bir olay meydana gelse, toplumumuzun aydınları, halkın işlerinden kim sorumluysa yani bakanları atayan ve hükümet yetkililerini halkın işleriyle ilgilenmeleri için görevlendiren başbakana odaklanmak yerine olayın nedenine, etkilerine ve teknik detaylarına daha çok odaklanırlar. Politikacıların ve entelektüellerin, Başbakan Hasina’yı kazalardan sorumlu tutmamaları gerçekten üzüntü vericidir. Mahkemeye çıkarıp yargılamak yerine ‘Onurlu Başbakan’ olarak taltif edip göklere çıkarmışlardır. Hasina da ‘terörist sabotaj’ heyulasının arkasına sığınarak akıllıca sorumluluktan kaçınmaktadır. Hükümetin halkın işlerine duyarsız bir yanan olayların failleri, rejimle bağlantılı olmaları halinde de tazminattan yararlanıyorlar.

Aslında laik sistemde yönetenler egemendir hem yasama hem de otorite aynı kişilerin elindedir. Bu nedenle yöneticiler yaptıkları yasalar ile dokunulmazlık zırhına bürünürler, hesap verebilirlikten kendilerini muaf tutarlar. Ayrıca laik sistemde sorumluluk sabit ve iyi tanımlanmış değildir. Bu yüzden entelektüeller, hükümeti hesap verebilirlikten kurtarmak için tartışmaları kasıtlı bir şekilde farklı bir yöne yönlendirirler. Böylece hükümetin yetersizliğini ve başarısızlığını gizlerler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا وَمَنْ لَمْ يَجْعَلِ اللَّهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِنْ نُورٍ  “Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.” [Nur 40]

Ey insanlar! Laik sistemin aksine Hilafette yöneticilerin dokunulmazlığı yoktur. Herhangi bir trajedi durumunda bundan birinci derecede Halife sorumlu olacaktır. Ümmet, trajedileri önlemek için ne gibi önlemler aldığından ve mağdurlara gerekli tazminatı ne kadar çabuk ödediğinden Halifeyi sorumlu tutacaktır. Abdullah İbn Ömer’in rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

كُلُّكُمْرَاعٍوَكُلُّكُمْمَسْئُولٌعَنْرَعِيَّتِهِالْإِمَامُرَاعٍوَمَسْئُولٌعَنْرَعِيَّتِهِ  Hepiniz çobansınız, güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur.” [Buhari, Müslim] Dolayısıyla Halife herhangi bir trajik olayla ilgili tüm sebep-sonuç analizlerini yapacak ve teknik çalışmalarla ilgilenecektir. Toplumu entelektüel tartışmalarla oyalamayacak ve sorumluluklarında dokunulmazlık zırhına bürünmeyecektir. Çünkü İslam’da Halife yerine başkalarından hesap sorulmaz. İslam’daki yönetici pozisyonu, kesinlikle en yüksek düzeyde kapasiteyi gerektirir. Müslim’in Ebu Zer’den rivayet ettiğine göre “Ey Allah’ın Rasûlü! Beni memur tayin etmez misin?” dedim. Bu sözüm üzerine, elini omzuma vurdu ve sonra da:

فَضَرَبَبِيَدِهِعَلَىمَنْكِبِيثُمَّقَالَيَاأَبَاذَرّإِنَّكضَعِيف،وَإِنَّهَاأَمَانَة،وَإِنَّهَايَوْمالْقِيَامَةخِزْيوَنَدَامَةإِلَّامَنْأَخَذَهَابِحَقِّهَا،وَأَدَّىالَّذِيعَلَيْهِفِيهَا“Ey Ebu Zer, görüyorum ki sen zayıfsın. O (yönetim sorumluluğu) ise, bir emanettir. O, onu (yönetimi) hakkıyla alan ve o hususta üzerinde olanı yerine getiren kimse dışında, kıyamet günü utanç ve pişmanlıktır.” Bu nedenle “Mezalim Mahkemesi” yönetici sorumluluğunu yerine getirememesi durumunda onu otomatik olarak görevden alacaktır. Son olarak başta samimi siyasetçiler ve aydınlar olmak üzere tüm halkı, toplumdan laikliği söküp atmaya ve Hizb-ut Tahrir önderliğinde Nübüvvet metodu üzere “Raşidi Hilafet”i geri getirmeye çağırıyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

إِنَّ اللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنْفُسِهِمْ  “Bir kavim nefsinde olanı değiştirmedikçe Allah o kavmin halini değiştirmez.” [Rad 11]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh
Telefon: +(880) 17 13 00 88 22
www.khilafat.org
Fax: +(880) 29 55 88 54
E-Mail: info@khilafat.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER