Ey Müslümanlar! Hindistan, Keşmir’deki Müslümanları Yok Etmeye Karar Verdi, Ajan Yöneticilerimiz ise Bu Şeytani Planı Hayata Geçiriyor, Bu Hain Yöneticileri Reddedin ve Cesur Ordumuzdan Düşman Hindistan’a Karşı Güçlü Bir Direniş Sergilemelerini Talep Edin

Sömürgeci Batı kuklası hain yöneticiler, sessizlik postuna bürünürken, korkak çok tanrılı Hint devleti, anayasasının 370 ve 35A maddelerini iptal ederek Keşmir’i büsbütün işgal etmeyi tasarlıyor. Hindistan, doğrudan Delhi tarafından yönetmek üzere Keşmir’i bilfiil ikiye böldü. Bu sömürgecilik projesi, Müslümanların yoğun olduğu bölgenin demografik yapısını değiştirecek, Müslümanları oradan kovarak bu alt kıtayı yeni bir “Filistin”e dönüştürecektir.

Ey Müslümanlar! Keşmir’in bu kaderi, ümmetin lideri ve kalkanı olan Raşidi Hilafetin yokluğunun kaçınılmaz bir sonucu değil midir? Keşmir, on yıllardır Hindistan işgali altındadır ve şuan 370. maddenin iptalinden dolayı tamamen savunmasızdır. Daha doğrusu İslam toprakları, kukla yöneticilerimizin yardımıyla emperyalist kâfirin 3 Mart 1924’de Hilafeti yıktığından, bizi 50’den fazla ulus devlete bölüp ajan yöneticilerini ve insan yapımı sistemini kabul etmeye zorladığından bu yana savunmasızdır. Hilafetin yıkılışıyla düşmanımız karşısında zayıf ve kalkansız kaldık. Sofraya üşüşen böcekler gibi Keşmir dâhil tüm Müslüman topraklarına saldırıp istila ettiler. Sözde demokrasi arkasına saklanan Hindistan, bugüne değin Keşmir ve bu bölgedeki Müslümanlara ustaca baskı yapmaktadır. Fakat şimdi Müslümanlardan nefret ediyor, çünkü ikinci Raşidi Hilafete olan güçlü talebi gördü ve geri dönüşünden korkuyor.

Ey Müslümanlar! Kasap Modi, seçimlerde verdiği Keşmir’i tamamen işgal etme vaadine yerine getirirken, bölgede ümmetin işlerini güdecek samimi bir liderliğin olduğunu göremiyoruz. Gucerat ve Keşmir Müslümanları kasabı ve katilinin sadık kölesi olan Hasina rejiminin, bu çirkin karar karşısında sessiz kalmasına şaşırmıyoruz. Hindistan’ın iç işleri olduğunu söyledi. Pakistan da benzer açıklamalar yaptı ve güçlü ordusunu Keşmir’i kurtarmak için göndermedi. İslam İşbirliği Teşkilatı da “dudak ucuyla” kararı kınamakla yetindi. Kendi ülkelerinde Müslümanlara zulmeden, bastıran, müşrik Hindistan’ın bölgesel hâkimiyeti için emperyalist efendileriyle işbirliği yapan bu omurgasız ajan yöneticilerden ne bekleyebiliriz ki? Demokratik sistem ve gayri meşru yöneticileri reddetmenin, Müslümanların kalkanı olan Raşidi Hilafeti kurmanın zamanı gelmedi mi? Hilafet, emperyalist kâfir müşriklerin Filistin, Keşmir ve dünyadaki diğer tüm ülkelerdeki işgaline kesinlikle son verecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“Gerçekten de, İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim]

Ey Bangladeş ordusu içindeki samimi subaylar! Düşman Hindistan’ın, bölgedeki Müslümanları yok etmek için tüm hızıyla ilerlediği açıkça görülüyor. Keşmir sadece bir başlangıçtır. Modi’nin seçim manifestosunda olduğu gibi en sonunda Asam ve Batı Bengal’deki Müslümanlar da bundan nasibini alacaklardır.

Ey subaylar! Zor durumda olan sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetidir. Onları müşriklerin zulüm ve baskısından ancak siz kurtarabilirsiniz. Allah’tan ve hesap gününden korkun! İntikam sahibi Allah’ın huzuruna nasıl çıkmayı düşünüyorsunuz? Allah’tan korkun, hesaba çekileceksiniz. Sömürgeci kâfir BM’ye hizmet etmek için binlerce kilometre yol alırken, Keşmir’de ümmete zulmeden bir kaç mil uzaklıktaki bu çok tanrılı devleti fethetmek için kılınızı bile kıpırdatmıyorsunuz. Komşu ülkeler siz tarafından kurtarılmayı bekliyorlar. Hâlâ damarlarınızda öncülleriniz Halid b. Velid ve Bahtiyar Halıcı’nın kanı akıyor.

Ey subaylar! Hizb-ut Tahrir’in bu ciddi çağrısına kulak verin! Hain yöneticilerden ellerinizi çekin. Onları üreten bu kötü demokrasiyi ortadan kaldırın ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, mazlum ve ezilenleri kurtarmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hilafet, sizi müthiş bir güce dönüştürecek, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in “Hindistan fethi” ile ilgili müjdesine nail olmak için müşrik devlete karşı cihat ilan edecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا “Size ne oldu da Allah yolunda ve «Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, Rabbimiz! Halkı zalim olan bu şehirden bizi kurtar.” ^{[Nisa 75]}