Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu

No: BG-BA-2021-MB-TR-01 H. 1 Cumâde’s Sânî 1442
M. Pazar, 17 Ocak 2021

Ey Müslümanlar! Kızlarımızı Avlayan Laik Değerleri ve Sistemi Toplumdan ve Devletten Söküp Atın

Bangladeş’te kadın ve çocuklara yönelik cinsel taciz, istismar, tecavüz ve çete tecavüzlerinde yaşanan ürkütücü artış, başkentte ünlü O Düzeyi (normal düzey) okulu öğrencisinin uğradığı tecavüz ve ölümünden sonra yine ülkenin sıcak bir gündemi haline geldi. İnsanlar ayrıca ülke çapında artan çocuk suçları ve genç çete kültüründen derin endişe duyuyorlar. Bu gergin ve korkutucu durumda bile sözde aydınlar ve düşünce kuruluşları, insanları yozlaşmış düşünceleriyle yanıltmak için uğraşıyorlar. Bu büyük endişenin “ana kaynağını” tanımlamak yerine insanları kasıtlı bir şekilde “semptomlarla” oyalamaya çalışıyorlar. Çünkü yoksa “kutsal” laik inançlarının ve kusurlu politikalarının ifşa olacağının ve zarar göreceğinin farkındalar. Bu aydınlar burada katmerli suç işliyorlar. Bir yandan, kadına yönelik her türlü şiddetin kaynağı olan kadın onurunu inkâr ederken, seküler cinsel tatmin değerlerini korumaya çalışıyorlar; öte yandan, İslam’a dayanan asırlık geleneklerimize ve değerlerine saldırarak kamuoyunun dikkatini gerçek çözümden yani İslam’dan uzak tutmaya çalışıyorlar.

Bu sözde liberal düşünürler, porno ve uyuşturucu bağımlılığını, sosyal yozlaşmayı, zayıf ebeveynlik ve aile bağlarını mevcut krizin ana nedenleri olarak belirlediler. Ama şu soruyu sormuyorlar: “Neden” toplumumuzda yaygın sosyal ve ahlaki yozlaşma söz konusu? Cevap, sürüklendiğimiz çürümüş Batı laik inanç sisteminde yatıyor. Bu laik sistem, dini kamusal alandan dışlama inancına dayanıyor, fiziksel çıkar ve bedensel zevki, ilerleme ve mutluluk için tek ölçü birimi olarak tanıyor. Günümüz dünyasının en baskın ideolojisi olan laiklik, Bangladeş’te uzun zamandır kadın haklarına ve kurtuluşa çağrıda bulunuyor. Ancak, içsel çelişkileri nedeniyle kadınlara yönelik şiddeti henüz birazcık olsun azaltmış değil. Kadınları cinsel bir meta olarak tasvir ediyor ve kadının güzelliği ticari bir değere sahiptir.

Sözde “Kurtuluş” adına kadınlar, reklam panolarından televizyon reklamlarına, filmlere ve dergilere kadar erotik tasvirlerle yozlaştırılıyor. Öte yandan sosyal ve eğitim sistemi, gerçek bir yaşam amacı ve Allah’a karşı hesap verebilirlik duygusu olmayan gençler yetiştiriyor. Bu nedenle maddi arzularının ve bedensel zevklerinin peşinde koşarak doğal olarak kadınlara cinsel nesneler olarak davranıyorlar. Bu yüzden laikleri kadın hakkını savunmaya ve sosyal farkındalık yaratmaya çağırmak, sapıklıktır, çünkü kadınlarımızı özgürlük bahanesiyle şehvet nesnesi yapmanın peşine düşüyorlar. Dahası, bu aydınlar, insanlardan sorunun kaynağı olan bu laik inancı reddetmelerini istemek yerine bizden bu yozlaşmış laik fikirleri daha yakından benimsememizi istiyorlar. Şimdi de Batı destekli kötü niyetli “cinsel eğitim” programları aracılığıyla uğursuz “cinsel rıza” fikrini teşvik ediyorlar. Gençlerimize okulda rıza ile yapıldığı takdirde cinsel ilişkinin (zina) doğal olduğu öğretiliyor! Bu kapitalist “kişisel özgürlük” ve “rıza” düşünceleri, laik Batıda kadınlara yönelik şiddeti bile sonlandırmış değil. Tersine zina, fuhuş, kararlı zina, boşanma ve öncelikle kadınları etkileyen diğer sosyal sorunları yaygınlaştırdı. Öyleyse böylesi pislik Batı düşüncesini bir çözüm olarak sunmak, saf kötülüktür.

Ey Müslümanlar! Kadınlarımızın saflığını, onurunu ve şerefini tahrip eden bu laik inanç sistemini reddetmenin zamanı gelmiştir. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulması çalışmasını omuzlayın. Hilafet tüm kötülüklerin ve kadına yönelik şiddetin kapısına kilit vuracaktır. Yakında kurulacak Hilafette kadınlarımızın onurunu korumak, devletin en önemli politikalarından biri olacaktır. Hilafette İslam’ın eşsiz ictimai sistemi, kadınların erkeklerin bedensel zevki için nesnelleştirilmesini yasaklayacaktır. Kadınlara karşı saygı ortamını yaratmak için kadınlara karşı takvaya dayalı içtimai yaklaşımı besleyecektir. “O (kadın) korunması gereken bir namustur.(Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Anayasası Taslağı Madde 112) Hilafet Devleti, kadın ve erkek arasındaki etkileşimi ve işbirliğini, şiddet ve ahlaki yolsuzluğun kaynağını durduracak şekilde düzenleyecektir. Asıl olan; erkeklerin kadınlardan ayrılmasıdır. Hacc ve alışveriş gibi Şeriatın müsaade ettiği bir ihtiyaç ve kendisi için toplantı yapılmasına müsaade ettiği ihtiyaç haricinde bir arada bulunmamalarıdır.(Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Anayasası Taslağı, Madde 113) Kadınlara yönelik her türlü şiddet biçimine sert cezalar (kırbaçlanmadan ölüm cezasına kadar) verilmesi bir yana Hilafet Devleti, kadınlarımızın saygınlığını korumak için ordularını harekete geçirmekten çekinmemiştir. Miladi 9. yüzyılda Abbasi Halifesi El Mutasım Billah, Amuriye şehrindeki güçlü Roma üssünü ele geçirmek için başkent Bağdat’tan büyük bir ordu göndermiştir. Sadece Romalı bir askerin hakareti ve istismarına maruz kalan Müslüman bir kadını kurtarmak için. Allah, kadınların haklarını gerçekten koruyacak ve hak ettikleri onur ve iffetli hayatı geri verecek olan Hilafete tanık olmayı bize nasip etsin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍMümin erkek ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar.[Enfal 71]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh
Telefon: +(880) 17 13 00 88 22
www.khilafat.org
Fax: +(880) 29 55 88 54
E-Mail: info@khilafat.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER