Günlük Mandegar gazetesi, 16-17 Eylül tarihlerinde Hizb-ut Tahrir hakkında Kavâca Ahmed Beşir el-Ensarî tarafından yazılan uzun ve düşmancıl bir makale yayınladı. İki gün sonra Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu resmi bir basın açıklaması ve el-Ansarî'ye yanıt olacak bir makale yayınladı. Makalede yer alan asılsız iftira ve suçlamalara değinildi. Sonra bu basın açıklaması ve makale yayınlaması için gazetenin editörüne verildi. Editör, el-Ansari'ye yanıt içeren makaleyi yayınlayacağına dair söz verdi. Ne hikmetse birkaç gün sonra basın açıklamasını ve makaleyi yayınlamaktan vazgeçti.

Bu yüzden Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Medya Bürosu gazete Mandegar'ın tek taraflı ve Hizb-ut Tahrir'e karşı ayrımcılık politikasını şiddetle kınar. Nitekim Medya Bürosu, bu gazetenin tutumunu Hizb-ut Tahrir'in yasaklanması konusunda Batı medyasının izlediği politika için bir örnek kabul eder. Bunun da ötesinde gazete, ifade özgürlüğü, bağımsız medya gibi yalan ve temelsiz sloganlarına bağlı da değil. Bunun yerine istihbarat örgütleri tarafından Hizbe karşı düzenlenen komplolara ortak oluyor. Bunlar, ülke genelinde Hizb-ut Tahrir'in artan etkisinden korkuyorlar. Zira Hizb önce Allah'ın lütfuyla sonra gençlerinin gayretleriyle üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri, politikacılar ve etkili insanlar arasında diğer herhangi bir partiden çok daha fazla etkisini artırmıştır.

Afganistan'da Hizb-ut Tahrir'e karşı kurulan bu tür komploların nedeni, Hizbin uzun yıllardır sahte seçimlerin pisliğini ve köhnemiş demokrasinin çürüklüğünü deşifre etme konusunda büyük başarı ettiğinden dolayıdır. Hizb, Müslüman Afgan halkına demokratik seçimlere katılmanın şeran haram olduğunu açıkladı. Çünkü demokrasi her zaman şeklidir ve bir aldatmacadır. Demokrasi Afganistan'daki Müslüman halkın ve mücahitlerin uğradığı tüm musibetlerin nedenidir. Bu yüzden uluslararası ve Afgan istihbarat örgütleri, Hizb-ut Tahrir'i cumhurbaşkanlığı seçimleri ve önümüzdeki belediye seçimlerinde halkın seçimlere katılımı önünde duran en büyük engel olarak görüyorlar. Böylece istihbarat örgütleri - eski Sovyetler Birliği'ne karşı savaşanlar- ve şuan Amerikan demokrasisi içerisinde yer alanlar, bozuk ve kırılgan demokratik sistemi hayatta tutabilmek için Hizb-ut Tahrir'e karşı kamuoyunu şekillendirmek üzere birlikte çalışıyorlar.

Ancak Hizb-ut Tahrir gençlerinin yorulmak bilmeyen çabaları ve güçlü delilleri nedeniyle demokrasi, diğer çağdaş beşeri hukuk sistemleri gibi, Afganistan'daki süper güçler mezarlığına defnedilecektir. Allah Subhanehu ve Teâlâ Aziz Kitabında şöyle buyuruyor:  بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ "Hayır, biz hakkı batılın üzerine atarız da beynini parçalar. Bir de bakarsın yok olup gitmiş." ^{[Enbiya 18]}