- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
İhanetlerin Biri Bitiyor Diğeri Başlıyor!
Haber:
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında, Türkiye ile “İsrail'in” Suriye'de sıcak çatışmaya girme ihtimali olup olmadığı sorusuna "Suriye'de herhangi bir ülkeyle çatışma niyetimiz yok." diye cevap verdi.
Yorum:
Dışişleri Bakanı Fidan konuşmasının devamında ise "Biz bize saldırmayan hiçbir ülkeye açıktan saldırmayız. Bize komşu olan bir ülkede bize de etkisi dokunacak zararı dokunacak bir istikrarsızlık alanı ortaya çıkıyorsa biz buna seyirci kalamayız. Bununla ilgili atılması gereken başta diplomatik adımlar olmak üzere adımlarımızı atarız" ifadelerini kullandı.
Hakan Fidan’ın bu açıklamasının Amerikan Başkanı Trump ile Netanyahu’nun Beyaz Saray’da görüşmesinin ardından gelmesi dikkat çekti. İşgalci Yahudi varlığı başbakanı Netanyahu ile görüşmesinde, Türkiye ile "çok iyi ilişkileri" olduğuna dikkat çeken Trump, Suriye'de, Türkiye ve “İsrail” arasında aracılık yapabileceğini belirterek, "Az önce Başbakan'a, Bibi'ye (Binyamin Netanyahu) Türkiye ile bir sorununuz olursa, gerçekten çözebileceğimi düşünüyorum' dedim. Biliyorsunuz, Türkiye ve lideriyle çok çok iyi ilişkilerim var, bence çözebiliriz."
Netenyahu ise buna karşılık "Suriye'nin hiçbir ülke tarafından “İsrail'e” karşı bir saldırı üssü olarak kullanılmasını istemediğini, Türkiye ile herhangi bir çatışmadan kaçınmak istediklerini, Trump'ın Erdoğan ile arası iyi olduğunu, bu konuda kendilerine yardım etmek istediklerini, Türkiye ile bu çatışmayı nasıl önleyebileceklerini ve son olarak ABD başkanından daha iyi bir orta yol bulucu olamayacağını düşündüğünü” söyledi.
Hakan Fidan işgalci Yahudi varlığına her türlü desteği veren, Gazzeli Müslümanların katledilmesinde en az “İsrail” kadar bu katliam ve soykırıma ortak olan, dünyayı terörize eden Amerika başkanından arabulucu olmasını istemek, ondan medet ummak tam bir siyasi körlük, akıl tutulması ve açık bir ihanettir. Yörüngesinde hareket ettikleri Amerika’nın talimatları çerçevesinin dışına çıkma cesaretini dahi ortaya koyamıyorlar. Ondan izinsiz tek bir adım dahi atamıyorlar, açıklama yapamıyorlar. Çünkü bu gibi adamlar Amerika’yı dirilten ve öldüren olarak görüyorlar.
Yine konuşmasının devamında “İsrail” ile normalleşme konusuna değinen Fidan, bu konuda şunları söyledi:
“Normalleşme konusunu şöyle izah etmek lazım. Yani Suriye üzerinden Türkiye-‘İsrail’ normalleşmesini ve normalleşmemesini tanımlamak şu an itibariyle büyük ölçüde eksik bir konu. Zaten Cumhurbaşkanımız iradesini o şekilde ortaya koydu. Biz ticari ilişkiyi kesiyoruz, Büyükelçimizi geri çekiyoruz, Gazze'de ateşkes sağlanıp, insani yardımlar başlayana kadar" bu işgalci varlık ile normalleşme sürecine girilmeyeceğini ifade etti. Bu söylem Gazze’de 555 gündür devam eden vahşi katliamlara rağmen soykırımcı ‘İsrail’ ile “normalleşme” kapısının açık tutulacağının kahredici ve utanç verici ifadeleridir. İşte bu tür korkak ve cılız açıklamalar yüzünden terör şebekesi işgalci varlığı hem Gazze’de hem de Suriye’de çok rahat bir şekilde katliam ve soykırıma devam ediyor.
Bu bir taraftan. Diğer taraftan ise ihanetler bitmek tükenmek bilmiyor. Bu defa da Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, haftalık bilgilendirme toplantısı yaptığı konuşmasında, “İsrail’i” iyi komşuluk prensiplerine uygun hareket etmeye ve Suriye’nin istikrar ile güvenliğine katkı sağlamaya davet ettiklerini söyledi.
Aynı şekilde Milli Savunma Bakanlığı kaynakları "Suriye'de istenmeyen olayların yaşanmaması için bir çatışmasızlık mekanizması kurulması konusunda Azerbaycan'da ilk teknik görüşme yapıldığını, çatışmasızlık mekanizmasının kurulması için çalışmalara devam edileceğini" söylediler.
Bu tür açıklamalar aylardır katledilen, zulme uğrayan, zoraki göçe tabi tutulan Gazzeli Müslümanlara ve Filistin’e büyük bir ihanettir. Bununla birlikte büyük bir soykırım gerçekleştiren terör şebekesi “İsrail’e” açık bir destektir. Şimdiye kadar yapılan tüm katliam ve mezalimin üzerinin örtülmesi ve görmemezlikten gelinmesi demektir.
Hâlbuki tüm bu açıklamaların hilafına, Müslümanların intikamını Yahudi kâfirinden alacak, ona dünyayı dar edecek, mübarek Filistin topraklarından bu mutant varlığın kökünü kazıyacak ve şimdiye kadar Müslümanlara yapılan zulmün hesabını soracak orduların Gazze’ye sevk edilmesi olmasıydı. Ama heyhat bunlarda bu cesaret nerede!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz Çelik